Değerli ziyaretçimiz, Euroasia'ya hoş geldiniz. Bu sayfamızda sizlere deport işlemi hakkında en ayrıntılı bilgileri aktarmaya çalışacağız.
Deport (sınır dışı edilme) kararı, Türkiye’de bulunmakta olan yabancı uyruklu bir kişinin sınır dışı edilmesi ve hakkında Türkiye’ye giriş yasağı konulması anlamına gelmektedir. Eğer yabancı uyruklu kişi, Türkiye Cumhuriyeti içerisinde vize ihlali (örneğin 3 aylık vizesiyle 6 ay kalmak) yapıyor, kanunlara ve ahlaka aykırı faaliyetlerde bulunuyor ise sınır dışı edilir. Ayrıca kamu ile ulus güvenliği veya sağlığı için tehlikeli olmak, kendisine belirli bir amaç için verilmiş vizesini farklı bir sebeple kullanmak (örneğin çalışma izni olmaksızın çalışmak) gibi faaliyetlerde bulunuyor ise, bu durumların sonucunda da deport (sınır dışı) edilmesi söz konusu olmaktadır.
Türkiye Cumhuriyeti’ne vatandaşlık bağı ile bağlı olmayan kişiler, Türk hukuku düzeninin içerisinde “yabancı” tabiriyle kabul edilir. Yabancı kişiler hukuki olarak farklı bir statüye sahiptir. Fakat kişinin yabancı olarak kabul edilmesindeki temel unsur, Türk vatandaşlığının olup olmamasıdır.
Hakkında deport (sınır dışı) kararı verilip işlem yapılan yabancının Türkiye Cumhuriyeti’ne tekrar giriş yapabilmesi için hakkındaki giriş yasağının kalkması, yani sınır dışı edilme kararının kaldırılması gereklidir. Deport kararının kaldırılması, yabancı uyruklu kişiler için çok önemli durumlar arz edeebilir. Örneğin sınır dışı edilen kişiler eşlerinden ve çocuklarından ayrı yaşayabilmek zorunda kalır veya gönderildikleri ülkelerde sorunlu şartlar ile karşılaşabilmektedir.
Sınır dışı edilme kararının kaldırılması konusundaki en önemli husus, deport (sınır dışı) kararının hangi gerekçe ile verildiğidir. Buna bağlı şekilde, yabancı uyruklu kişi kısa bir süreliğine sınır dışı edilebileceği gibi, Türkiye’ye girişi bir ömür boyu da yasaklanabilir. Sınır dışı edilme nedenleri çok çeşitlidir. Bunların içerisinde en çok karşılaştığımız sebepler olarak vize sınırını aşmak ya da ikamet izni süresini uzatmamak gibi durumları sayabiliriz. En temel nedenlerden biri olarak belirlediğimiz, yabancı uyruklu kişinin Türkiye Cumhuriyeti içindeki hukuka aykırı davranışlarını ele aldığımızda, buna bağlı uygulamada şu sebeplerle karşılaşmaktayız:
Burada saymış olduğumuz nedenler tüm nedenlerin yalnızca bir kısmıdır. Yabancı uyruklu kişinin başka sebeplere dayalı olarak deport (sınır dışı) edilmesi de mümkündür. Sınır dışı edilme sebebine bağlı olarak kişinin yurda giriş yasağı süresi de belirlenmektedir. Bahsetmiş olduğumuz gibi, her sebebe bağlı bir şekilde farklı süreler oluşmaktadır. Fakat bu sürelere genel olarak baktığımızda 5 ay ila 5 yıl arasında değiştiği görebilmekteyiz. Kimi durumlarda ise bu yasak 10 yıla kadar çıkabilmektedir.
Bazı durumlarda deport edilen kişi için sınır dışı edilme sebebine bağlı olarak tahdit kodu konur. Bu nedenle yabancı uyruklu kişi hakkında işlenmiş olan kodun kaldırılması büyük önem arz eder. Bu sürecin bir uzman yardımı ile sürdürülmesi de aynı öneme sahiptir. Aslına bakılırsa deport kaldırma işlemine başlamadan önce yabancı uyruklu kişinin hakkında ne tür bir tahdit kodu var ise bunun kontrolü gerekir. Eğer tahdit kodu bilgilendirici değil de sınırlandırıcı ise yapılacak işlem bir miktar değişmekte ve zorlaşmaktadır. Yabancı uyruklu kişilere Türkiye’ye giriş yasağı koyan program olan tahdit kodları ile alakalı ayrıntılı ve geniş bilgiyi Deport Kaldırma sayfamızdan okuyabilirsiniz.
Yabancı uyruklu kişinin deport edilmesine Türkiye Göç İdaresi Genel Müdürlüğü ya da ilgili valilik karar verir. Bu noktada yabancı kişiye yurda giriş yasağı süresi belirlenmektedir ve bu sürenin belirlenmesinde idari makamların yetkisi oldukça geniştir. Fakat buna rağmen yine yasalarda öngörülen sınırların içerisinde bir süre belirlenecektir. Bahsettiğimiz gibi idari makamların yetkileri geniştir ve bu yetkiler bazen fevri bir şekilde kullanılmaktadır. Fakat bu şekilde kullanılan bir yetkiye karşı da yargı yolu açıktır.
Hakkında sınır dışı edilme kararı olan yabancı uyruklu kişi, yani deport edilen yabancı kişi, Türkiye’ye giriş yasağı süresi dolmadan önce ülkeye giriş yapamaz. Fakat bu durumun bazı istisnaları da bulunur. Yani her zaman için bu sürenin dolmasını bekleme şartı yoktur.
Deport kaldırma işlemi iki şekilde olabilir. İlk olarak yabancı kişi meşruhatlı vize almış olabilir. Bu vizesi ile hakkında verilmiş olan sınır dışı karar süresi dolmadan Türkiye’ye giriş yapabilir. İkinci olarak ise yabancı kişi, hakkında verilmiş olan deport kararının iptali hakkında idare mahkemesi üzerinden dava yolu talep edebilir. Yazının devamında bu iki yol ile ilgili ayrıntıları paylaşacağız.
Bir yabancının sınır dışı kararına rağmen Türkiye’ye giriş yapabilmesinin yolu meşruhatlı vize almış olmasıdır. Hakkında sınır dışı kararı uygulanmış yabancı uyruklu bir kişi, evlilik sebebiyle, eğitim ya da araştırma sebebiyle, çalışma ya da tedavi sebebiyle alacağı meşruhatlı vize ile giriş yasağı süresi dolmamış olmasına rağmen Türkiye’ye giriş yapabilmektedir. Saymış olduğumuz bu vizelerin alınabilmesi adına, söz konusu sebeplere dayanan evraklar, yapılacak vize başvurusu sırasında belgelenmelidir. Aksi takdirde başvuru reddedilir. Meşruhatlı vize davetiye başvurusunu, alanında uzman olmayan kişiler yaptığında genellikle ret kararı çıkmaktadır. Bu işlemleri daha önce bu konuda çalışmış uzmanlar ile yürütmeniz faydalı olacaktır.
Bazı kişilerin ise meşruhatlı vize talep edebilmeler mümkün olmaz. Bu noktada terör örgütü üyeliği ile devletin aleyhine faaliyet göstermek gibi nedenlerle deport edilme durumları kastedilmektedir. Söz konusu kişiler meşruhatlı vize talebinde bulunarak ülkeye giremez fakat durumlarıyla ilgili olarak, idare mahkemesinde sınır dışı kararının iptali talebi ile bir dava açmaları ve bu davanın kişi için olumlu sonuçlanması durumunda deport işlemi kararı kaldırılır, yabancı uyruklu kişi Türkiye’ye giriş yapabilir.
Sınır dışı kararına itiraz, dava yolu ile gerçekleştirilebilmektedir. Deport kararı, idari ilgililerin aldığı bir karar olması sebebiyle idari bir işlem niteliğindedir. İdari bir işlemin iptali için de idare mahkemesinde iptal davası açılması gerekmektedir. İdarenin gerçekleştirmiş olduğu bütün iş ile işlemler yargının denetimine tabi tutulabilmektedir. İdarenin yapmış olduğu bu işlemler, yargıya taşınmadığı sürece hukuka uygun olarak kabul edilir.
Eğer yabancı uyruklu bir kişi hakkında deport kararı alınmış ise, kararı alan idare, söz konusu yabancıya ya da bu yabancının yasal temsilcisine, alınan kararı gerekçeli bir şekilde tebliğ eder.
Deport edilme kararı kendisine uygulanacak olan yabancı uyruklu kişi, bu çerçevede hakkında verilmiş olan sınır dışı kararının hukuka aykırı olarak alındığını iddia ederek, ilgili idare mahkemesinde karara iptal davası açabilir. Bu noktada sınır dışı etme kararına itiraz niteliğine sahip bu davayı açabilmek için yedi (7) günlük hak düşürücü bir süre söz konusu olmaktadır. Yabancı uyruklu kişi, sınır dışı kararının kendisine tebliğ edildiği tarihten itibaren yedi (7) gün içerisinde bu davayı açmalıdır. Bu noktada dikkat edilmesi gereken nokta ise şudur: Verilen kararı tebliğ almış olan yabancı uyruklu kişi, dava konusunda olabildiğince hızlı bir şekilde hareket etmelidir. Çünkü dava yöntemine gitmek isteyen yabancı kişi, avukatına gittiğinde avukatın yapması gereken ve yoğun zaman alacak birçok işlem (örneğin il göç idaresi ile yazışmak, olayın içeriğine göre başka bir yerden toplanacak olan belgelerin toplanması ya da dilekçe yazımı, gerekli kararın araştırılması, dava açılması vb.) mevcuttur.
Genel olarak baktığımızda verilen karara karşı idare mahkemesinde açılacak iptal davası, yabancı kişiye sınır dışı işleminin uygulanmasını durdurmaktadır. Yani mahkeme konuyla ilgili bir karar verene dek yabancı uyruklu kişi sınır dışı edilemez. Kişi Türkiye’de kalmaya devam edebilmektedir, bu da yabancı kişi için oldukça iyi bir haktır.
Bir takım durumlarda deport edilen kişiye deport edilme nedenine bağlı olarak bir kod konur. Örneğin V-70 ya da G-87 vb. kodları gibi. Bu tür kodların kaldırılması da ancak ve ancak idare mahkemesinde açılacak olan davaya bağlıdır. Bu konuyla ilgili ayrıntılı bilgiyi yine Deport Kaldırma sayfamızdan alabilirsiniz.
Hakkında sınır dışı edilme sebepleri gerçekleşmiş olan yabancı emniyet kuvvetleri tarafından yakalanmış olabilir. Veya resmi bir kurum, yabancı uyruklu kişiyle ilgili sorunu fark eder ise emniyet kuvvetlerine durumu ihbar etmiş olabilir. Ek olarak yabancı kişi, tamamen kendi isteği ile Göç İdaresi ya da emniyet kuvvetlerine durumunu bildirerek buna bağlı olarak Türkiye’yi terk etmek istediğini bildirebilmektedir.
Yakalanan / teslim olan yabancı uyruklu kişi öncelikle hastaneye götürülür ve muayenesi yapılır. Daha sonrasında bulunduğu ilin Göç İdaresinin bu tarzdaki durumlar için belirlediği yere götürülür. Burada ise yabancı uyruklu kişinin sınır dışı edilmesine dair evraklar hazırlanır. Yabancı kişi bu aşamada da (yani henüz karar çıkmadan önce) avukat tutabilir, avukatıyla görüşebilir, sınır dışı kararı çıkmaması adına avukatının İl Göç İdaresi ile görüşme yapmasını sağlayabilir ya da gerekli belgeleri almak suretiyle karara itiraz etmesini sağlayabilir.
Evrakları tamamlanan yabancı uyruklu kişi, Geri Gönderme Merkezi’ne gönderilmektedir. İstanbul ilinde yabancı uyruklu kadınlar Silivri Geri Gönderme Merkezi’ne gönderilmekte iken, yabancı uyruklu erkekler Çatalca Geri Gönderme Merkezi’ne gönderilir. Bu şekilde Geri Gönderme Merkezi’ne nakledilen yabancı uyruklu kişiler, işlemleri tamamlandığında -eğer dava da açmamışlar ise- kendi ülkelerine gönderilir. Bazı durumlardaysa yabancı uyruklu kişinin istediği başka bir ülkeye de gönderilebilmektedirler.
Sınır dışı edilmeleri için gereken şartlar oluşmuş yabancı uyruklu kişi, eğer emniyet / kolluk kuvvetlerine sınır dışı edilmesiyle ilgili başvuruyu kendisi yaparsa ya da avukatı aracılığı ile sınır dışı değil de terk daveti verilmesi yönünde karar alınmasını sağlar ise kişi, Geri Gönderme Merkezi’ne götürülmek durumunda kalmayabilir. Bu tür durumdaki yabancı uyruklu kişiler için terke davet (terk daveti, terke çağrı) adındaki hukuk prosedürü söz konusudur ki bu durum yabancı için çok daha iyidir. Kendisiyle ilgili terke davet prosedürü uygulanan yabancı kişiye Türkiye’den ayrılması için minimum 15 günlük mühlet tanınmaktadır. Bu mühletin üst sınırı ise 30 gün olarak belirlenmiştir.
Terke davet için yabancı uyruklu kişinin, kendi durumunu emniyet / kolluk kuvvetlerine bildirmiş olması da illa ki şart değildir. Normal durumlarda vize ihlali yaptığı tespit edilmiş olan ve hakkında idare tarafından sınır dışı kararı verilmiş bir kişi de terke davet edilebilmektedir. Bu durum tamamen idarenin takdirindedir. Bununla birlikte yabancı uyruklu kişi, durumunu emniyet / kolluk kuvvetlerine kendi rızası ile bildirmiş ise, bu yabancı kişi için illa ki terke davet prosedürü hükümleri uygulanacak diye bir kural da bulunmamaktadır. Bu noktada deport edilme koşulları gerçekleşmiş durumda olan yabancı uyruklu kişinin şahsi durumuna, geçmişine ve genel anlamda subjektif özelliklerine bakılmaktadır. Sınır dışı edilecek yabancı kişi için saklanma ya da kaçma şüphesi, yasaklı çıkış ve giriş yapmış olması, sahte evraklar ile iş yapmaya çalışmış olması vb. gibi durumlar söz konusu ise bu noktada terke davet prosedürleri işletilmez.
Yabancı uyruklu kişi, sınır dışı edileceği zaman gönderilecek olduğu ülkede işkence ya da ölüm tehlikesi ile karşı karşıya kalacak ise, bu kişinin deport edilebilmesi mümkün değildir. Bu noktada gerçekçi belirtilerin varlığına bakılmaktadır.
Eğer deport edilecek olan yabancı uyruklu kişinin yaşlılık, hamilelik gibi seyahat etmesini engelleyen özel durumu bulunuyor ise, bu kişinin de gönderilmesi mümkün olmamaktadır.
Söz konusu kişinin Türkiye’de önemli bir tedavi altında olması ve bu tedavisinin transfer edileceği ülkesinde mümkün olamaması ya da transfer sürecinin yabancı uyruklu kişi sağlık açısından kötü etkileyeceği vb. gibi durumlar söz konusu ise sınır dışı etme işlemi yine yapılamaz.
İnsan ticareti, cinsel şiddet ya da önemli derecelerde fiziksel veya psikolojik şiddete maruz kalmış olan, bununla ilgili tedavileri sürmekte olan yabancı kişiler de bu kapsamda sınır dışı edilememektedirler.
Tüm bu söz konusu kişiler için sınır dışı kararı verilmeyeceği yasalar tarafından belirlenmiştir. Fakat sonuç olarak bu yabancı kişiler de deport edilme koşulları gerçekleşmiş olan kişilerdir. Bu sebeple yetkili makamlarca sabit bir yerde oturuyor olmaları istenebilir. Ek olarak belirli süreler içerisinde belirli bildirimlerde (Örneğin İl Göç İdaresi’ne giderek imza atmak) bulunmaları da kendilerinden istenebilmektedir.
Sınır dışı kararının iptali talebiyle açılan davalarda zamanaşımı süresi 15 gün olarak belirlenmiştir. Yabancı uyruklu kişi, sınır dışı edilme kararının kendisine ibraz ya da tebliğ edilmesinden başlayarak en fazla 15 gün içerisinde gerekli iptal davasını açmalıdır.
Terk daveti prosedüründe ise yabancı uyruklu kişiye ülkeyi terk etmesi için minimum 15 gün olacak şekilde belirlenmiş bir süre tanınır. Yabancı kişinin bu belirli süre içerisinde ülkeyi terk etmemesi halinde ise yakalanarak Geri Gönderme Merkezi’ne nakil edilmesi gibi zorlu bir hukuki prosedür işletilmektedir.
Kişiye sınır dışı kararı ile birlikte işlenen tahdit kodunun iptali ise sürenin geçmesi ile gerçekleşmemektedir. Bu kodlar yalnızca dava açarak kaldırılabilmektedir. Bunun için herhangi bir şekilde hak düşürücü zamanaşımı süresi yaşanması söz konusu değildir.
Sınır dışı kararının iptaline yönelik şekilde açılacak olan iptal davalarında, görevli mahkemeler idare mahkemeleridir. Deport edilme kararının idari bir işlem olması dolayısıyla, kararın hukuka uygunluğunu denetleyecek olan kurum da idare mahkemesidir.
Konuyla ilgili yetkili mahkeme de, idari işlem niteliği taşıyan bu kararı veren idarenin bulunuyor olduğu yer mahkemesidir. Diğer bir anlamıyla, hakkında sınır dışı kararı uygulanacak olan yabancı uyruklu kişi, bu kararın iptali adına açacağı davayı, işlem uygulayan idarenin bulunuyor olduğu yerdeki idare mahkemesinden açmalıdır.
Yabancı uyruklu kişi hakkında verilen sınır dışı kararının sebebine bağlı olarak kişiye verilmiş kodun iptali ile kaldırılması adına açılacak olan davada da yetki ve görev kuralı aynıdır. Yani bu durumda da kodu, yabancı kişinin siciline işleyen idarenin bulunuyor olduğu yerdeki idare mahkemesinden dava açılmalıdır.
Yabancı uyruklu kişilerin sınır dışı edilmelerine ilişkin hukuk prosedürü kanunlarda açık bir şekilde belirtilmiştir. Fakat mevzuatı yönünden dağınık hükümlere sahiptir. Yabancı uyruklu kişinin Türk hukukuna uzaklığıyla birlikte, bu hükümlerin uygulanış şekli de her zaman yasalar çerçevesinde yürümemektedir.
Sınır dışı işlemi idari bir işlemdir. Bir yargı kararı değildir. Bu sebeple uygulama noktasında birçok hukuka aykırı durum söz konusu olabilmektedir. Özellikle deport edilmemesi gereken bazı yabancı uyruklu kişiler, gidecekleri ülkelerinde bir takım tehlikelerle karşılaşacakları kesin olmasına rağmen, hukuka aykırı bir şekilde sınır dışı edilebilmektedirler.
Sınır dışı edilen kişinin, ceza süresini doldurmadan önce Türkiye’ye dönebilmesi mümkündür. Bu durumun mümkün olabilmesi, konuyla ilgili hukuki prosedürün doğru ve hızlı bir şekilde işletilmesine bağlıdır. Tüm bu sebepler ile hakkında deport kararı verilmiş kişinin, konuyla ilgili deneyimli uzmanların hukuki yardımı talebinin olması, yabancı kişi için en faydalı yol olacaktır. Türkiye kısa dönem ikamet, süresiz ikamet, çalışma izni, Türk vatandaşlığı ya da deport işlemi için bize 0212 706 96 14 numaralı telefonumuzdan ulaşabilir, uzmanlarımızdan destek alabilirsiniz.